Binlerce yıldır devam eden sanat arayışında önemli kollardan biri de elbette müzik. Fakat içimizdeki hikayeleri notalara dökmek, işin başlarındayken o kadar kolay değil. Önce temel müzik teorisini öğrenmek gerekiyor. Bu süreç bazılarımızın yoldan dönüp, sadece başkalarının öykülerine ortak olmak sonucunu verebiliyor bizlere. Bizler gibi bazı “inatçı keçiler” ise devam ediyoruz tüm zorluklarıyla. Bir taraftan yaşam temelleri, bir taraftan toplumun dayattığı dikteler süreci zorlaştırsa da inatla müzik yapmanın hazzını yaşamak istiyoruz. Kişisel gelişim evreleri de yaratı sürecinin içine girdiğinde, bir taraftan çok daha karmaşık, bir taraftan çok daha eğlenceli geçebiliyor bu süreç. Hatırlıyorum, ilk gençlik günlerimizde, daha kendi ruhumuzun tuğlalarını örerken, şu anda Sesçibaba firmasının müdürlüğünü yürüten sevgili Görkem İnanç’la hayata dair heyecanlarımızın başkalarına göre ne kadar farklı olduğunu, içimizdeki müzik tutkusunun ne denli bastırılamaz olduğunu. Sessiz kalmak kadar korkutucu hiçbir şey yoktu bizim için. Sahneler, yeni şarkılar, başka şarkıları kendimizce çalmak, yolda birlikte olmak en büyük tutkuydu, kısacık “Zoka” maceramızda. Yine de çok şey kattı bizlere.
Bu sürecin içine dahil olmak isteyen sevgili genç dostlarımıza hitaben yazmak istedim bu yazıyı. Süreç ne kadar zor olsa da, hayat ne kadar karmaşık olsa da, kapılar sürekli yüzünüze kapanıyor olsa da vazgeçmemelisiniz. Yaşadıklarınız sizlerin ruhlarınızın oluşmasını, gelişmesini sağlayacak. Ve böyle böyle siz, “Siz”i bulacaksınız. Yaşadıklarınızın hepsi de ruhlarınıza yansıyacak; yarattığınız şarkılar, sözler, müzikler yaşadıklarınızdan türeyecek. Bunların hepsini kendi kalenizi inşa etmek gibi düşünmelisiniz. Yapacağınız her fedakarlık sizlerin daha da gelişmenizi sağlayacak. Üstelik bu süreçte, Sescibaba gibi müzisyenlerden oluşan bir firma arkanızda destek olacak size, bu ekonomik ortamda Sescibaba gibi ticaretten önce müzisyeni düşünen bir firmanın varlığı hepimiz için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum.
Bundan sonraki süreçte, çok düzenli olmamakla birlikte, “Sesçibaba Blog” sayfasında sizlere seslenmek, acizane tecrübe ve fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Bir şarkının oluşum sürecinden, tamamlanmasına kadar, yayınlanma sürecinden, bunların geri dönüşlerine, hem teknik hem de hissel olarak paylaşımlarımı sizlere sunacağım. Ayrıca yakın süre içerisinde YouTube kanalım üstünden sizlerle ürün incelemeleri, yeni coverlar ve yeni şarkılar da paylaşacağım. Hepimiz için faydalı bir sezon bizleri bekliyor.
Son sözü John Lennon’nun sözleri ile bitimek isterim:
“Hayat, siz başka planlar yaparak meşgul olduğunuz sırada başınıza gelenlerdir.”
Her anın tadını çıkarmanız ümidiyle.
Berk Payat
Berk Payat, 2002 yılında İzmir’de müziğe başladı. Türlü enstrümanlar ile geçmişi olsa da ana enstrümanları şan ve gitar oldu. 2014 yılında ilk solo albümü “Papatya’nın vedası” Arpej yayın etiketi ile basıldı. Ardından Göztepe kulübünün “Tribün Besteleri” albümünde ve Gazapizm’in bazı şarkılarında solist olarak katkıda bulundu. 2023 yılında son teklisi “Koşa Koşa”yı yayınladı. Şu anda Aydın/Kuşadasında kendi stüdyosunda hem eğitmenlik yapıyor hem de içerik üretiyor.