Günümüzde kötü ses kartı bulmak neredeyse imkansız! Teknolojinin gelişmesi ve üretim olanaklarının geldiği nokta düşünüldüğünde, piyasaya yeni giren ses kartlarının büyük çoğunluğu beklenilen standartları karşılıyor. Peki ses kartı alırken bakmamız gereken minimum özellikler neler? 24 Bit derinliği ve 44,1kHz sample rate. Hepsi bu kadar mı? Tabiki değil! Alacağımız ses kartı minimum bu kriterleri taşımalı, sonrasında bakacağımız özellikler tamamen ihtiyaca özel.
Ses kartı seçerken garanti ve teknik servis desteği açısından bilinen, kabul görmüş, kullanıcı yorumları olumlu global markaları tercih etmek sağlıklı bir başlangıç noktası olacaktır.
Ses kartımızı bilgisayara bağlamak için bilgisayarımızla uyumlu bağlantı noktasına sahip olmalı. En yaygın kullanılan bağlantı türü USB. USB portları genellikle ses kartı üzerinde Type B ya da Type C olarak karşımıza çıkıyor. Bu tip bağlantı noktasına sahip ses kartlarını bilgisayarımıza USB Type A to Type B (printer kablosu), USB Type C to Type A ya da Type C to Type C türü kablolarla bağlayabiliriz.
Bir diğer bağlantı türü ise thunderbolt, yeni ses kartları thunderbolt 3 arayüzü ile gelirken bilgisayarımızda eski tip thunderbolt 2 bağlantısı varsa bir adaptör yardımı ile dönüştürülebilir. Thunderbolt bağlantısı genellikle Apple bilgisayarlarda kullanılıyor. Windows sistem kullananlar için thunderbolt ses kartı almak ses kartı sürücülerinde yaşanabilecek uyumsuzluklardan ötürü pek tavsiye edilmiyor.
Zamanında hız ve düşük gecikme gibi argümanlar öne atılarak bağlantı türü, ses kartı tanıtımlarında önemli rol oynuyordu ancak günümüzde 192kHz kayıt alınsa dahi USB veya Thunderbolt bağlantı türü yeterli bant genişliğini sağlayabiliyor.
Firewire bağlantı türü ise eski ses kartlarında karşımıza çıkıyordu. Günümüzde kullanılmıyor. Yeni bilgisayarlarda firewire portu bulunmadığından, aklınızda 2. el firewire arayüzlü bir ses kartı almak varsa bir daha düşünmenizi öneririm. Uygun dönüştürücü bulamayabilirsiniz.
Giriş sayısı ihtiyacımız belirlerken aynı anda kaç ses kaynağını ayrı ayrı kaydedeceğimiz önemli rol oynuyor. Örneğin gitar çalıp şarkı söyleyen bir besteci isek 2 girişli bir ses kartı yeterli olacaktır. Ya da akustik davul kaydı yapmak istiyorsak 8 girişli bir ses kartı daha uygun olacaktır. Daha fazla girişe ihtiyaç duyuyorsak ADAT girişi olan bir ses kartı tercih edip yine ADAT çıkışlı bir preamp alarak ses kartımızın izin verdiği ölçüde 16 giriş elde edebiliriz.
1 girişe sahip bir ses kartımız dahi olsa sırayla DAW’ımızın izin verdiği ölçüde (Digital Audio Workstation - Kabaca ses kayıt programı diyelim) sınırsız sayıda kanal kaydedebiliriz. Burada önemli nokta aynı anda kaç kanal kaydedeceğimiz.
Analog giriş türü olarak ise karşımıza TS-TRS (çivi jack), XLR (Canon jack, ya da mikrofon girişi) veya combo (hem çivi jack hem de XLR girişi destekleyen bağlantı türü) gibi seçenekler çıkıyor. Combo giriş yapısı ve kapladığı alan itibariyle mantıklı bir seçenek olacaktır.
Çıkış sayısı giriş seviyesi ses kartlarında genellikle 2 ya da 4 olarak karşımıza çıkıyor. 2 giriş bir çift referans monitörü bağlamak için yeterli olurken 4 çıkış ile çift monitör seti ya da bir çift monitör ve aynı zamanda da harici bir ses kayıt cihazına çıkış alabiliriz. Ayrıca harici donanımlara (eq, compressor, reverb vb) ses göndermek için ya da re-amping gibi amaçlarla kullanabilirsiniz. İhtiyaç duyulması halinde harici bir kulaklık amfisine çıkış gönderilebilir. Daha büyük ses kartı modellerine baktığımızda çıkış sayısı 8 analog + 10 dijital (8 ADAT + 2 SDIF) gibi seçenekler karşımıza çıkabiliyor.
Ses kartımıza gitar, bas gitar gibi enstrümanlar girdiğimizde sinyal seviyesi düşük kalacaktır. HI-Z özelliği varsa DI Box’a ihtiyaç duymadan uygun sinyal seviyesi sağlanabilecektir.
Condenser mikrofonlar çalışmak için +48 volt enerjiye ihtiyaç duyar. Ses kartı üzerinde +48 volt phantom power bulunması condenser mikrofonları çalıştırmak için olmazsa olmaz.
Genellikle giriş seviyesi ses kartlarında 1 kulaklık çıkışı bulunuyor. Bazı modellerde ise 2. Aynı anda birkaç kişi kayıt yapacaksa basit bir kulaklık çoklayıcı ya da harici bir kulaklık amfisi kullanılabilir. Kulaklık çıkış gücü ise önemli bir faktör, özellikle yüksek empedanslı kulaklıklar için güçlü bir kulaklık amfisine ihtiyaç duyabilirsiniz. Karşılaştırma yapmak istediğinizde ise farklı birimler sunan üreticiler kafanızı karıştırabilir. Bu noktada izlenecek en mantıklı strateji, çok yüksek empedanslı kulaklık kullanılacaksa harici bir kulaklık amfisi almak olacaktır. Ses kartı ile kullanacağınız kulaklıklar ortalama bir empedansa sahip ise size yeterli yükseklik ve frekans cevabını verecektir. Maksimum 80 Ohm kulaklıklar ses kartları için güvenli bir seçim olacaktır.
Eskiden ses kartları sürücüsüz (driver) çalışmazdı ve bilgisayarımızın işletim sistemi değiştikçe üreticilerden güncel işletim sistemine uygun driver yayınlamalarını beklerdik. Gününümüzde yine sürücü gerektiren ses kartları bulunduğu gibi class compliant (tak çalıştır) türü ses kartları yaygınlaşmakta. Özellik giriş seviyesi ürünlerde. Tak çalıştır türü ses kartları driver (sürücü) ihtiyacı duymaz, tıpkı bilgisayarımıza bağladığımız bir mouse ya da klavye gibi çalışır. Ayrıca bu tip ses kartlarını sürücü gerektirmediği için cep telefonu ve tablet gibi cihazlarınızla da kullanabilirsiniz.
Yeni başlayan dostlarımızda midi portu olmayan ses kartlarına midi klavye bağlanamaz gibi bir yanılgı oluşabiliyor. Midi bir protokol olduğu için usb üzerinden de çalışabiliyor. Yani usb bağlantılı bir midi klavye aldığınızda bilgisayarınızın usb portuna bağlayarak çalıştırabilirsiniz. Günümüzde bazı ses kartlarının üzerinde hala 5 DIN MIDI bağlantısı görebiliyoruz. Olması güzel, olmaması bir eksiklik değil.
Özellikle canlı yayın yapanlar için mikrofon girişini canlı yayına verirken aynı zamanda da bilgisayar sesini canlı yayına vermek için faydalı bir özellik. Yayıncılar için olması +1 puan diyelim. Olmazsa harici bir mikser ya da bir loopback yazılımı ile üstesinden gelinebilir.
Kayıt yaparken ses kaynağımız önce ses kartına, ardından bilgisayara ve sonra tekrar kulağımıza gelir. Bu yolculuk bir gecikme oluşturur. Buna latency adı verilir. Gecikmeyi düşürmek için düşük buffer size kullanılabilir fakat buffer size düştükçe bilgisayarımızın işlemcisine daha fazla yük biner ve istenmeyen çıtırtılar veya takılmalar olabilir. Gecikmeyi azaltmak için daw’ımızın software monitoring özelliğinden de faydalanılabilir. Peki ses kartımız üzerinde direct monitoring özelliği varsa? O zaman kayıt yaparken ses kaynağından çıkan sesin bir kopyasını bilgisayara gitmeden duyabiliriz. Bu da bize konforlu ve doğru zamanlama ile kayıt yapma şansı sunar. Özetle direct monitoring önemli ve faydalı bir özelliktir. Ses kartı seçerken bir çoğumuz teknik detaylarda yazan gecikme değerlerine bakarız. Elbette doğru bir nokta. Bununla birlikte direct monitoring özelliği olması da bizi kayıt esnasında rahat ettirecektir.
Bazı ses kartları üzerinde DSP çipleri bulunur. Bu çip veya çipler sayesinde ses kartının kontrol yazılımı çalışabilir, reverb, delay vb çeşitli pluginler çalışabilir. Tabiki markadan markaya bu parametreler değişiklik gösterebilir. DSP’nin en önemli avantajı bilgisayara binen yükü hafifletmekti. Ancak günümüzde bilgisayarların güçlenmesi ile eskisi kadar ihtiyaç duyulmadığını söylemek yanlış olmaz.
Makalenin başında artık kötü ses kartı bulmak zor demiştik. Artık tüm üreticiler giriş seviyesi ses kartlarında benzer noktada olduğundan, ürünlerini ön plana çıkartabilmek için ses kartlarının yanında azımsanmayacak yazılım paketleri hediye ediyorlar. Bunlar arasında popüler DAW’ların light sürümlerinden ciddi plugin paketleri yer alabiliyor. Seçim yaparken beraberinde gelen yazılım paketleri de yeni başlayan dostlarımız için belirleyici bir faktör olabilir.
Bu bilgiler ışığında, sizin için en doğru ses kartını gönül rahatlığıyla seçebilirsiniz. Ev Stüdyosu YouTube kanalındaki incelemelere de göz atmanızı önerir, sağlıklı, mutlu ve müzikli günler dilerim.
Tayfun Göl, müziğe 1996 yılında gitar ile başladı. 2014 yılında Galatasaray ITM Tonmaister eğitimini birincilikle tamamladı. 2014 yılında kurmuş olduğu evstudyo.com ve Ev Stüdyosu YouTube kanalında müzik prodüksiyonu, kayıt, mix ve mastering konularında içerik üretiyor.